OKULA UYUM SÜRECİNİ NASIL KOLAYLAŞTIRABİLİRİZ?
İnsanoğlunun yaşamında edineceği her yeni deneyim beraberinde yeni duyguları da getirir. Çocuğun okula uyum süreci de yeni duygularla karşılaşılan, her çocuk için özgün dinamikleri içinde barındıran bir dönemdir.
Çocuğun ev ve aile ortamından uzaklaşacağı bu dönemi doğru yönetmek, beraberinde getirdiği kaygı ve birçok duygunun sağlıklı bir şekilde yönetimi için büyük önem taşımaktadır. Bu açıdan çocuklarımıza ilkokulu tanıtırken dikkatli hareket etmek zorundayız. Okula uyumundan önce çeşitli kurallar, eğitimler ve oyunlar ile çocuğu okul sürecine hazırlamalıyız. Çocuğun gelecekteki öğretim yaşantılarını etkileyecek olan okula hazırlık sürecinde okul öncesi dönem önemli noktalarda doğru tutumu bizlerden bekler:
- “Yaramaz bir çocuk olursan seni okula götüreceğiz, öğretmenler sana ceza verecek.” gibi okul imajını zedeleyen bir yargı oluşmasına sebep olacak cümlelerden kaçınalım.
- Anne-babanın hisleri, çocuğun duygularını doğrudan etkilediğinden okula hazırlık döneminde mümkün olduğunca sakin ve çocuğa güven verici tutum sergilemeye özen gösterelim.
- Çocuğu okula ilişkin net ve sade bir dil ile bilgilendirmeliyiz. Eve nasıl döneceği, servis kullanımı, okulda geçireceği süre gibi hususların çocuğun zihninde netleştirilmesi kaygının azaltılmasında önem arz etmektedir. Ayrıca eğitim-öğretim başlamadan önce çocuk ile okulun ziyaret edilmesi çocuğun zihnindeki belirsizliklerin azalmasında yardımcı olacaktır.
- Okula başlayacak çocuk ile okul, öğretmen, ders, sınıf, teneffüs gibi kavramlara ilişkin yapılan sohbetlerde çocuğun duygularını ifade etmesine izin vermeliyiz. Onların duygularını olduğu gibi kabul etmemiz de önem taşıyor.
- “Okullar açılacak, sen de okula gitmek zorundasın.” şeklinde yapılan hatırlatmalar çocuklarımız için korkutucu olabiliyor. Bu tarz ifadelerin kullanımından kaçınmamız süreci kolaylaştırmak için önem taşıyor.
Okul süreci başladıktan sonra okula gitmemek adına isteksizliğini ifade eden çocuğunuza karşı tutumunuz da en az sürecin öncesindeki yaklaşımınız kadar önemlidir. Okul ile iş birliği içinde çocuğa karşı net bir duruş ile şu hususlara dikkat etmeliyiz:
- Kaygı nedeniyle aileyi arama, okula çağırma gibi istekleri karşılamamalıyız. Kaygı belirtilerine rağmen çocuğun okulda kalması sağlamamız buradaki gerekliliğin çocuk tarafından fark edilmesi açısından önemlidir.
- Çocuk okula gitmek istemediğini söylediğinde net bir şekilde okula gitmesi gerektiğini söylemeliyiz.
- Çocuğun okula gitme ve okulda kalmaya yönelik gösterdiği her olumlu adımı pekiştirmeli ve desteklemeliyiz.
- Çocuğun okuldan dönüşünde endişe ve sıkıntılarına ilişkin duygularını rahatça ifade etmesini sağlayıp okulun amaçları ve gerekliliği ile ilgili sohbet etmemiz, oluşan direncin aşılmasında yardımcı olacaktır.
- Çocuğun okula gidemediği durumlarda evde okula alternatif eğlenceli bir ortam oluşturmamaya özen göstermeliyiz.
Okula yönelik direnç oluşmaması adına tüm bu önleyici tutumlar sergilenip süreç siz ebeveynler tarafından en doğru şekilde yönetilse dahi çocuğunuz kişilik özellikleri sebebiyle okula karşı direnç geliştirebilir. Bu durumda zaman kaybetmeden -sınıf öğretmeni ile istişare ederek- okul rehberlik servisinden yardım alınmalıdır.